Gelin birlikte düşünelim; buyurun… Her gün onlarca kez okunan Fâtiha, çoğu Müslümanın zihninde sıradanlaşmış, dilde tekrarın alışkanlığına dönüşmüştür. Oysa bu sûre, yüzeysel bir dua değil, teolojik, kozmolojik ve ahlâkî bir dünya tasavvurunun özüdür. Yedi ayetlik bu metin, hem İslam’ın temel inşa taşlarını hem de insanlığın müşterek metafizik mirasını yansıtır. Nasıl mı? Birlikte yürüyelim. -Elhamdülillâh: Kudretin ve varoluşun mutlak merciine yönelen bu övgü, insanı her türlü sahte kutsaldan özgürleştirir. (sahte kutsalllardan(!) ne kadar uzağız?) -Rabbü’l-âlemîn: Allah’ın yalnızca bir kavmin değil, bütün varlık âleminin Rabbi oluşu; evrensel, kapsayıcı ve şefkatli bir tanrı tasavvurudur. (ne kadar kuşatıcı bir imana sahibiz?) -Rahmân ve Rahîm: Tanrı’nın özü rahmettir; kapsayıcı (rahmân) ve özel (rahîm) yönleriyle sevgi merkezli bir ontolojiyi önerir. (hoşgörü ve sevgi mi hükmünü sürdürüyor, yoksa?!) -Din Günü’nün Sahibi: Varlığın teleolojik (amaçlı) yönü, insanın hem bireysel hem tarihsel sorumluluğunu hatırlatır. (ne kadar farkındayız) -Yalnız Sana kulluk eder, yalnız Senden yardım dileriz: İnsanın acz içinde teslimiyeti; aynı zamanda dünyevî otoritelere karşı özgürleşmenin metafizik temelidir. -Sırât-ı müstakîm: Hakikat, tutarlılık ve ahlâkî istikamet arayışının sembolüdür. Her dinî ve ahlaki öğretinin çekirdeğinde yer alır. -Nimet verilenlerin yolu, sapmışların değil: Ahlâkî hafıza ve tarihsel bilinç çağrısıdır. İnsan yalnız birey değil, kolektif sorumluluğun taşıyıcısıdır. Bu yedi temel ilke; varlık, bilgi, değer ve eylem alanlarını kuşatır. Sadece İslam’da değil, tüm kadim hikmet geleneklerinde yankısını bulur. Ancak bu kadar yoğun ve dönüştürücü bir sûrenin, milyonlarca insan tarafından her gün tekrar edilmesine rağmen yaşamın kıyısında bile hissedilmemesi, üzerinde durulması gereken derin bir çelişkidir!!. Tevhid diliyle mezhepçilik (!), rahmet vurgusuyla şiddet söylemi (!), istikamet arzusuyla tarihî savrulmalar (!) yan yana yürümektedir . O hâlde sormak gerekir: Dilimizde taşıyıp da hayatımızda taşımadığımız bu sûrenin aynasında, gerçekten neyi ve kimi görmekteyiz? Fatiha ne kadar hayatımızda? Düşünmek ve sorgulamak ibadettir… AYŞE SUCU İlahiyatçı/Edebiyatçı/Yazar
FOTO GALERİ
05 Temmuz 2025GÜNDEM
05 Temmuz 2025GÜNDEM
05 Temmuz 2025GÜNDEM
05 Temmuz 2025GÜNDEM
05 Temmuz 2025GÜNDEM
05 Temmuz 2025GÜNDEM
05 Temmuz 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.